Sébah&Joaillier® photographes
Al Şark
Bi-resmi'z-ziyâ'i'I-acîb, Fe'I-habîb munîr lâ yagîb
Şaşkınlık veren ışığın sayesinde, Sevgili Kaybolmayan ışıktır
Polycarpe Charles Joaillier (1848-1904)
Pascal Sébah (1823-1886)
Sébah&Joaillier Fotoğraf Stüdyosu
Sébah&Joaillier ile ilgili çok az sayıda kitap mevcut ancak internet üzerinde birkaç makale ve yazı bulunuyor. Bu güzel çalışmaların hepsinin tarihe ışık tutmak, fotoğraflar ile geçmişi anmak ve anlamak, bilgiyi yaşatmak amaçlı olduğu malum. Benden önce çalışmalar yapanlara teşekkür ederim.
Soyağacıma olan ilgim ve özellikle ailemin Joaillier tarafının fazla işlenmemiş olması, bana son birkaç yılda yapmış olduğum araştırmaları ve toparladığım geniş Sébah&Joaillier dijital fotoğraf koleksiyonumu paylaşma arzusu verdi. Fiziki koleksiyonum ayrıca farklı şekillerde değerlendirilecektir.
Aile evrak arşivlerimiz, konsolosluklar, kiliseler, mezarlıklar ve diğer bilgi kaynakları bu web sitesindeki kısa tarih özetini derlemekte destek aldığım araç ve kurumlar oldu.
Daha detaylı bilgi ve aile arşivinde yer alıp henüz yayınlanmamış bazı fotoğraflar bir kitapta yer alacaktır.
Bu çalışmayı, ailemin anne tarafından Polycarpe Joaillier’nin 5.kuşaktan öz torunu olarak gururla üstlenmekteyim.
Fabrizio Casaretto
------- 0 -------
1826 yılında Fransız Nicéphore Niépce tarafından çekilen ilk görüntüyü takiben, fotoğrafçılık hızla ilerledi. Dünyanın ilk fotoğraf/daguerreotype stüdyoları, 1840’larda Fransa’da açıldı. Fotoğraf o tarihlerde, yüksek maliyetinden dolayı sadece orta ve yüksek gelirli zümreye hitap ediyordu. Taşımacılığın gelişmesi ve gezgin fotoğrafçıların da türemesiyle, bu ticaret ve sanat karışımı uğraş, dünyanın geri kalanına da hızla yayıldı.
Fotoğrafın keşfi, Osmanlı’ya Takvim-i Vekayi gazetesinin 28 Ekim 1839 tarihli 186.sayısında duyuruldu. Özellikle 1839 yılındaki Tanzimat ile birlikte, gezginlerden bazıları çok geçmeden Osmanlı topraklarına yerleştiler. İstanbul nüfusunun %50 kadarının gayrimüslim kişilerden oluştuğu bir dönemdi. Osmanlı’nın gizemi, cazibesi, büyüsü ile oryantalizmin ve bilinmezliğin çekiciliği harmanlanınca fotoğrafçılığın bu topraklarda da hızla gelişmesi kaçınılmaz oldu.
Meşhur fotoğrafçılardan bazılarının Levanten olması çok şaşırtıcı değil; ne de olsa bu yeni dal Avrupa’da keşfedilip gelişmişti. Osmanlı’da ilk çekimlerin Daguerrotype makinesini icad eden Fransız Daguerre’in öğrencilerinden Kompa’nın 1842 yılındaki seyahati ile başladığına dair bilgiler mevcuttur.
Batılı tarz yaşama en yakın muhit Pera bölgesi idi, yani günümüzün Beyoğlu semti. Eski adı ile Grande Rue de Pera, bugünkü İstiklal Caddesi boyunca 1850’den itibaren pek çok fotoğraf stüdyosu açılmıştır.
Birkaç yabancının yanısıra, bu ticari sanata Yunan, Ermeni ve Suryani kökenli Osmanlı vatandaşları da ilgi gösterdiler. Gerek yurtdışına seyahat ederek, gerekse yerleşik yabancıların yanında çalışarak kendilerini eğittiler, zamanla bazıları kendi stüdyolarını açtılar.
Bunlardan biri, bir asırdan fazla ayakta kalmış olan Sébah&Joaillier stüdyosudur. Birçok tarih sayfasında, Osmanlı döneminin en meşhur fotoğraf stüdyosu ve oryantalizmin en güçlü temsilcisi olarak anılmaktadır.
Temelleri 1857 yılında Pascal Sébah tarafından atılan bu stüdyo, 1974'te Foto Sabah adı altında kapılarını kapatana kadar hizmet vermeye devam etmiştir.
Pascal Sébah 1823 yılında Istanbul’da, Suryani bir baba ve Ermeni Katolik bir anneden dünyaya gelmişti. O dönemde Fransız isimleri kullanan birçok gayrimüslim aile mevcuttu. Ağabeyi Cosmi Sébah ile, yeni bir buluş olan fotoğrafa merak saldılar. İki kardeş, ilk stüdyolarını 18 Mayıs 1857 tarihinde Pera Tomtom Sokak No.10 da P.Sébah Photographe adı ile açtılar. İsmi resmi olarak geçmese de, Antoine Laroche adında bir Fransız fotoğrafçının, bu oluşumda birkaç sene süresince kendilerine yardımı olduğu bilinmektedir.
1860’ların başlarında Grande rue de Pera no.232 de bir şube açtılar, Tomtom stüdyosu ise baskı ve negatif atölyesi olarak devam etti. 1866’da, İngiliz Elçiliği ile Naum Tiyatrosu arasında bulunan Jardin des Fleurs'de bir şube daha açınca, 232 numaradaki yerlerini, italyan kökenli başka bir fotoğrafçı, Tancrède Dumas’ya devrettiler. Çiçek Pasajı’ndaki şubeyi 2 yıl sonra, 1868 yılında, yine Pera’da eski Rus Elçiliği, bugünkü Rus Konsolosluğu’nun yanındaki 439 numarada yer alan büyük stüdyo takip etti, bu geniş ve ihtişamlı yerin resmi adı “El Chark – Société Photographique” olarak tarihe geçecekti.
Jardin des Fleurs stüdyosu, 1870’de yaşanan büyük Beyoğlu yangınında tamamen kül oldu ve ne varsa yandı.
Kardeşler, bu kez 1873 yılında, Mısır’ın Kahire şehrinde şube açtılar. Aynı sene Pascal Sébah, Viyana Dünya Fuarı için Osman Hamdi Bey ve Marie de Launey tarafından hazırlanan "Elbise-i Osmaniyye" (Costumes Populaires de la Turquie) kitabının fotoğraflarını çekerek ismini dünyaya duyurdu.
1875 yılında ağabey Cosmi kendi stüdyosunu açtı ve kardeş ortaklığı sona erdi. Ancak Cosmi, kendi adını tarihe geçirebilecek çalışmalar yapamadı.
Pascal Sébah sıklıkla hastalanırdı, çalışmaları aksaklıklarla devam ederken, 1881’deki bir başka yangın, Tomtom stüdyosundaki birçok çalışmayı daha yok etti. Sébah aynı yıl bir süreliğine, Kahire’ye yerleşti.
1883 yılında geçirdiği beyin kanaması yüzünden felç oldu; çalışamayacak vaziyete geldi. Oğlu Jean Pascal henüz 11 yaşındaydı, ağabeyi Cosmi tekrar devreye girdi.
İşte bu aşamada, Polycarpe Joaillier’nin (1848-1904) ismi tarih sayfalarında yer almaya başladı. Babası Antoine İstanbul, annesi Catherine ise Halep doğumludur. Büyükbabası Joseph hakkında net bilgi olmamakla birlikte, Fransa’da soyadını icra ettiği kuyumculuk mesleğinden alan bu kişinin 1789 ihtilalinde ülkeyi terk edip Osmanlı’nın Halep şehrine yerleşmiş bir Levanten olduğu, sonrasında ise İstanbul’a taşındığı belirtilmektedir. Joaillier ailesi Osmanlı’da ikamet etme izinli ve Fransız vatandaşlığı olmadan Fransa’nın koruması altında görünmekte idi, bunun yanında Osmanlı tarafından Fransız kabul edilmekte idi.
Sébah ve Joaillier aileleri eskiden beri tanışırlardı ve bu konuda bilgi ve belgeler mevcut olmakla birlikte tahmin edilen kısımlar da vardır. Babası Antoine henüz 33 yaşında 1855 yılında vefat ettiğinde Polycarpe henüz 7 yaşındaydı, iki de küçük erkek kardeşi vardı. Joaillier ailesinde kuyumculuk sanatını icra edebilecek 3.kuşakta kimse olmadığından dolayı Antoine’dan geriye kalan kız kardeşi, eşi ve üç oğlu gelir yaratamadılar. Bundan dolayı aile yakını olan Pascal Sebah’ın bu kişileri himayesi altına aldığı düşünülmektedir. Joaillier ailesinin en azından bir kısmı stüdyonun bulunduğu 439’nolu binadaki bir katta oturmakta idi. Polycarpe eğitiminden arta kalan zamanlarda Sebah’ın yanında fotoğraf sanatını öğrenip kendisini geliştirdi. Ailelerin yakınlığı o kadar sağlam idi ki Polycarpe Joaillier’nin 28 Ağustos 1879’da İstanbul Büyükdere’deki Nativité kilisesinde nikah şahitlerden biri Pascal Sébah olmuştu, yani ortaklık başlamadan çok önce.
Pascal Sébah felç geçirdikten sonra eşiyle beraber öz oğlu gibi gördükleri, küçük yaştaki kendi çocukları Josephina, Jean ve Joseph'e destek olabileceğine inandıkları ve fotoğrafçılığını gayet iyi ilerleten Polycarpe Joaillier’ye ortaklık teklifi götürürler. Joaillier kendisine fotoğrafçılığı öğreten ve meslek sahibi olmasını sağlayan Sébah’ın bu teklifine olumlu yaklaşır ve bu şekilde 1885 yılında, Osmanlı dönemi fotoğrafçılığı ve orientalizm alanında çığır açacak olan Sébah&Joaillier ortaklığının temelleri atılmış olur.
Rahatsızlığı sebebiyle çalışamaz durumda olan Sébah’a nazaran işinin başında olan Joaillier’nin ağırlığı çoktan hissedilmeye başlanmıştı. Pascal Sébah’ın yatalak olduğu sürede Sébah imzalı fotoğrafların arkasında Joaillier’nin olduğu da düşünülmektedir. Sebah ile Joaillier’nin çekimlerinin birbirine benzer tarzlarda olması da bir Sebah ekolünün devamı olarak algılanabilir. Fotoğraflardaki çift imza kendisini kesinlikle rahatsız etmemektedir. Derken henüz bir yıl sonra, 1886’da, Pascal Sébah vefat eder.
1889 yılında Alman İmparator 2.Kaiser Wilhelm bir İstanbul seyahatinde eşi ile güzel fotoğraflarını çeken Sébah&Joaillier stüdyosuna Prusya Sarayı fotoğrafçısı ünvanını verir.
1893 yılında Sultan 2.Abdülhamit, Osmanlı propagandası çerçevesinde, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa’ya bazı fotoğraf albümleri gönderir. Bunlardan 2 tanesi Sébah&Joaillier tarafından hazırlanmıştır. Osmanlı Sarayı Fotoğrafçısı ünvanını alırlar.
1899’da rakipleri ve yine meşhur bir stüdyo olan Abdullah Frères, Pera’daki rekabete dayanamaz, arşivlerini 1200 Lira karşılığında Sébah&Joaillier’ye satıp stüdyolarını devrederler. Bu tarihten sonraki Abdullah Frères imzalı fotoğrafların arkasında aslen Sébah&Joaillier vardır.
1904’te Polycarpe Joaillier İstanbul’da vefat eder. İki kurucu ortağın oğulları Jean Sébah, Gustave ile Edmond Joaillier, bir süre stüdyoyu ayakta tutmak için çabalarlar.
1909 yılında Mimar Antonio Perpignani şirketi devralır, işletme müdürü olarak Hagop İskender’i tayin eder. Sébah ve Joaillier ailelerinin stüdyo ile organik bağı kalmaz.
1910’da henüz bir sene sonra Perpignani vefat eder ve stüdyoyu Hagop İskender alır.
1934 yılında Hagop’un oğlu Bedros devreye girer ve İsmail İnsel ortak olur. Stüdyo 1938’de Foto Sabah ismini alır.
1952'de kısa bir süre Galatasaray meydanında geçici bir dükkandan sonra yine Beyoğlu’nda Atlas Pasajı karşısına taşınır.
1974 yılında stüdyo 117 yıllık tarihi ile kapanır.
Pascal Sébah, kent manzaraları çekmekteki başarısı kadar, teatral portrelerde de usta idi. 1869 yılında Osman Hamdi Bey ile tanışması kariyerinde önemli bir milat olmuştu. Ressam, bazı çizimlerinde stüdyonun fotoğraflarından faydalanmıştı. Pascal Sébah’ın vefatından sonra ağabeyi Cosmi ortaklıkta kısa süreliğine yer aldı, oğlu Jean ise yaş olarak çok küçüktü ve henüz çıraklık aşamasındaydı. Dolayısıyla bu ortaklık aslen meşhur Pascal Sébah ile değil de, Sébah ailesi ve Polycarpe Joaillier arasında idi denilebilir. Bu sebeple Sébah&Joaillier imzalı fotoğrafların pek çoğunun arkasında aslen Polycarpe Joaillier’nin olduğu ve oğul Sébah’ın daha ileri yıllarda devreye girdiği anlaşılmaktadır. Oğul Jean Kahire şubesi ile genelde ilgilendi ve bir süre Mısır'da yaşadı, çekmiş olduğu fotoğraflarda imza olarak J.P.Sébah’ı kullandı.
Her iki fotoğrafçının kabristanı İstanbul Pangaltı Latin Katolik mezarlığında bulunmaktadır.
Polycarpe Joaillier’nin şahsına ait bilinen tek bir fotoğrafı mevcuttur, o da kabristanında yer alır. Başka bir portre fotoğrafı aile arşivinde tutulmaktadır.
Pascal Sébah’a ait bir görsel Bahattin Öztuncay’ın bir kitabında yer almıştır. Topkapı Sarayı girişindeki 3.Ahmet çeşmesi önünde çekilen bir fotoğrafta batı tarzı kıyafetle oturan sakallı şapkalı bu kişinin kendisi olduğu belirtilmiştir.